Have an account?

Bu KUR'ÂN insanları en doğru yola hidayet eder

CATEGORY: | 30 Ağustos 2010 Pazartesi
0
Kur'ân-ı Kerîm, insanlara Allâhü Teâlâ'nın varlığını, birliğini, büyüklğünü ve kudsiyetini bildirir.
Kur'ân-ı Kerîm, insanlara gönderilmiş olan peygamberlerin bir kısmı hakkında mâlûmat verir. Vazîfelerini nasıl yaptıklarını ve ne kadar fedâkârlıkta bulunduklarını bildirir. Bütün insanların son peygamber Muhammed Mustafâ'ya(s.a.v.) uymalarını emreder.
Kur'ân-ı Kerîm, geçmiş ümmetlere âit en ibretli hâdiseleri ve târihi vak'aları bildirir, insanları ibret almaya dâvet eder. İnançsız kavilerin çok korkunç âkıbetlerini haber verir.
Kur'ân-ı Kerîm, insanlara dâimâ uyanık bir rûha sâhip olmalarını ve Hak'tan gâfil bulunmamalarını emreder.
Kur'ân-ı Kerîm, Müslümanlarar, dinlerine sımsıkı sarılmalarını ve dâimâ hakkı müdâfaa etmelerini tavsiye eder.
Kur'ân-ı Kerîm, medenî ve sosyal hayatın intizâmı için gereken esasları ve hükümleri bildirir, insanların birtakım haklara ve vazîfelere riâyet etmelerini ister.
Kur'ân-ı Kerîm, hem şahıslara, hem de cemiyetlere, selâmet içinde kalmaları için adâleti, doğruluğ, alçak gönüllü olmayı, şefkat ve merhameti, iyilik etmeyi, bağışlamayı, edebe ri'ayeti, adâleti ve bu gibi yüksek huyları tavsiyet eder. İnsanları zulümden, hâinlik etmekten, kibirden, cimrilikten, intikam duygularından, katı yürekli olmaktan, çirkin söz ve işlerden, zararlı olan içecek ve yüyeceklerden men eder. Yapılması, yenilip içilmesi helâl veya haram olan şeyleri bildirir.
Kur'ân-ı Kerîm, Allâhü Teâlâ'nın bu kâinât için koymuş olduğu kanunları hiç kimsenin değiştiremeyeceğini, insanlarar, çalışmalarının meyvesinden başka bir şey elde edemeyeklerini hatırlatır. İnsanları çalışmaya ve gayrete teşvik eder.
Kur'ân-ı Kerîm, Allâh'ın emirlerine uyan îmân sâhiplerine vereceği ni^metleri, uymayan kimselere de hazırlanmış olduğu azapları haber verir.

Ramazan'da internetten mukabele fırsatı !

CATEGORY: | 11 Ağustos 2010 Çarşamba
6
Mübarek Ramazan ayının gelmesiyle birlikte Kur'an-ı Kerim'i bir ayda hatmetmek isteyen başta çalışanlar olmak üzere birçok kişi internetten ortak hatim yapan sitelere üye oluyor.

Yeterli arkadaş grubu bulamayanların hatim yapmasına internet siteleri imkân veriyor. İsteyenler bu sitelerden günde bir sayfa alıp okuyarak hatime ortak olabiliyor.

Gelişen teknolojiyle birlikte artık internetten ortak hatim yapma imkânı bulunabiliyor. İşte, evde internetin olduğu her yerde ortak hatim yapılabiliyor. Bu sitelerden biri olan www.ortakhatim.com adlı internet sitesi de ortak hatim yapmak isteyenlere fırsat sunuyor. İsteyenler siteden hatm-i şerif dışında Kur'an-ı Kerim'in mealini, Cevşen-i Kebir, Peygamber Efendimiz'e salat-u selamlar, Esma-i Hüsna ve İsm-i Âzam dualarıyla, enbiya, sahabe ve bazı büyük zatların duaları, haftalık vird ve hiziplerinin bulunduğu geniş bir dua arşivi olan el-Kulûbu'd Dâria'lardan da okuyabiliyor.

Site, 15 gün içinde okunup işaretlenmeyen sayfaları okunmamış olarak kabul ederek havuza bırakıyor. Üyeler bu siteler vasıtasıyla günde bir sayfa da olsa okuyarak hatime ortak olabiliyor.

İlkyardımda doğru bilinen yanlışlar !

CATEGORY: |
0
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Acil Yardım ve Can Kurtarma Birimi Müdürü Dr. Tuncay Bulut, bilinçsizce yapılan ilkyardımların kazalarda sakat kalma ve ölümleri artırdığını söyledi. Birçok konunun da yanlış bilindiğini ifade eden Bulut, doğru bilinen yanlışları anlattı.

Doğru bilinen yanlış birtakım ilkyardım uygulamaları, kazazedeye yarardan çok zarar verebiliyor. Zehirlenen bir kişiyi kusturma, kanayan yaraya kül dökme, bayılana soğan koklatma, boğulan kişinin sırtına vurma gibi müdahaleler kazazedenin sakat kalmasına, hatta hayatını kaybetmesine sebep oluyor. İlkyardım, yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmek amacı ile olay yerinde, mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Acil Yardım ve Can Kurtarma Birimi Müdürü Dr. Tuncay Bulut, basit ve etkili bir yardım ile kazazedenin hayatının kurtulabileceğini söylüyor. Bulut, "Toplum olarak yardım etmeyi severiz; ancak kazalardaki sakat kalmalar ve ölümlerin büyük bir bölümü, bilinçsizce yapılan ilkyardım müdahalelerinden kaynaklanıyor. İlkyardımda en önemli kural zarar vermemektir. Kaza durumunda her şeyden önce ambulansa haber verilmeli." diyor.

Dr. Bulut'un verdiği bilgilere göre, en çok yapılan yanlış ilkyardım uygulaması, solunumu olan kişiye kalp masajı yapılması. Kazazedenin kalbinin atıp atmadığı kontrol edilmeden hemen kalp masajına başlanıyor. Normal solunumu olan kişiye kalp masajı yapılması durumunda çalışan kalp durur. Çamaşır suyu, tuz ruhu gibi yakıcı temizlik maddelerinin içilmesi durumunda zehirlenen kişiyi kusturmak da vücuda iki kat zarar vermek anlamına geliyor. Kusturulma anında yakıcı madde soluk borusuna zarar verir ve hastanın durumu daha da kötüleşir. Bu tür zehirlenmelerde kişi hemen doktora götürülmelidir.

İlkyardımda yanlış müdahale yaralıya daha çok zarar veriyor

Boğaza takılan herhangi bir cisim nedeniyle tıkanma meydana gelmiş ve kişi öksürebiliyorsa sırtına vurmayın. Sırta vurma ve karından itme gibi müdahaleler, tıkanmayı daha da artırır. Eğer öksürük yoksa kazazedeyi bir elle göğsünden destekleyin, öne eğin. Diğer elinizle kürek kemiklerinin arasından 5 kez sert şekilde vurun.

Suda boğulmalarda, kişinin vücudundaki suyu boşaltmaya çalışmayın. Boğulmanın nedeni su değil, suyun akciğerlere girmesini engellemek için soluk yolunda ortaya çıkan refleks daralmadır. Boğulma tehlikesi geçiren kişiye suni solunum yapın.

Göze herhangi bir cisim batmışsa çıkarmayın. Cismin gözün içine daha çok girmesine sebep olursunuz. Bunun yerine cismi sabitleyin, gözler birlikte hareket ettiğinden sağlam gözü de kapatın ve doktora başvurun.

Böcek veya yılan sokmalarında yaralı bölgeyi kesmeyin, emmeyin. Zehir, müdahale eden kişiye geçebilir. Yaralı bölgeyi bol su ve sabunla yıkayın. Bölgeyi kalp seviyesinin altında tutun, bölgeye soğuk uygulama yapın.

Burun kanamalarında hastanın başını arkaya doğru yatırmayın. Hastayı başı hafifçe öne eğik olacak şekilde oturtun. Burun kanatlarını sıkarak 5-10 dakika baskı uygulayın.

Bayılana soğan, sarımsak asla koklatmayın. Hayati organlara kan gitmesi için ayakları 20-30 cm yukarı kaldırın, elbisesini gevşetin.

Donmuş bölgeye masaj yapmayın ve ovmayın. Hastayı ılık bir ortama alın.

Yanlış yüzme teknikleri boğulmalara sebep oluyor !

CATEGORY: |
0
Burç Koleji Yaz Sporları Okulu Koordinatörü Mehmet Duran, suda serinlemek ve yüzmek isteyenlere uyarılarda bulundu. Yapılan yanlışlarla gözlerde kararma, bulantı, göğüste ağrı görüleceğini söyleyen Duran, "Asla yalnız yüzmeyin, cesaret gösterisi yapmayın, tedbirinizi alın." dedi.

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte serinlemek için girilen sığ sularda yanlış yüzme teknikleri kişinin boğulmasına yol açıyor. Suya girer girmez suya gelişi güzel bir kuvvet uygulanılması ve ellerin kapalı tutulması gibi hatalar gözlerde kararma, bulantı, göğüste ağrı, hızlı soluk almaya sebep oluyor.

Yüzerken yapılan en büyük yanlışlardan biri yüzmeye hızlı başlanılması ve kolların düzgün atılmaması. Burç Koleji Yaz Sporları Okulu Koordinatörü Mehmet Duran, yüzmenin yavaş ve gittikçe hızlanan bir tempoda olması gerektiğini söylüyor. Duran, "Suya gelişi güzel bir kuvvet uygulamayın. İtiş hareketini tamamlamakta olan diğer kolun hareketini etkilememek için çekiş hareketine hemen başlamayın. Kol suya girdiğinde baş ile omuz arasında orta noktadan ileri uzanma hareketine devam edilmeli. Harekete omuz başının ileri uzatılışı destek vermelidir. Böylece bir teknenin burnu gibi bir biçim alan vücut, arkadaki kolun itiş hareketini rahatça tamamlamasına izin verir." diyor. Yüzerken ellerin kapatılmaması gerektiğini belirten Duran, parmakların açık olması durumunda suyu yeterince itmek ve hızlı gitmek için kuvvet alınamayacağını dile getiriyor.

Hataların göğüste sıkışma, gözlerde kararma, bulantılara sebep olacağını ifade eden Duran, bu durumdaki bir kişinin de boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söylüyor. Duran'ın verdiği bilgilere göre soğuk sularda yüzme yeteneği ve kapasite düştüğü için soğuk suda yüzmek çok tehlikeli. Vücut su içindeyken havadakine göre 25 kez daha çabuk soğur ve vücut ısısı düşer. Vücut ısısının düşmesi ise bilinç kaybına sebep olurken boğulmalara davetiye çıkarıyor. Daha az yağ bulunması nedeniyle çocuklar soğuk suda daha hızlı bilinç kaybı yaşıyor. Öte yandan akıntıya kapılma durumunda bir kişi paniğe kapılmadan akıntıyı arkasına almalı ve sahile doğru akıntı doğrultusunda 45 derece saparak yüzmeli. Eğer akıntı çok güçlü ise dalga çarpmadan hemen önce vücut dalganın altına doğru alınmalı, dalga geçene kadar korunmalı.

Yüzerken bu hataları yapmayın

Yemek sonrası hemen yüzmeyin, yemekten 1 saat sonra suya girin. Yemek sonrası yüzmek, özellikle kalp rahatsızlığı olanlar için çok tehlikeli.

Suya girmeden önce ısınma hareketleri yapın. Birdenbire yüzmeye başlamak kasları zorlar.

Suya girerken vücudunuz düz bir çizgi gibi olmalı.

Sudan çıktıktan hemen sonra duş almayın. Yüzerek ısınan adalelerin birdenbire hızlı soğumaması gerekiyor. Özellikle sıcak suyla duş alınması kılcal damarları genişletir, kanın vücudun çeşitli bölgelerinde toplanarak kalpten uzak kalmasına sebep olur. 10 dk bekledikten sonra ılık suyla duş alın.

Denizde yüzerken dikkat edin

Derinliği bilinmeyen, çok dalgalı ve atık su boşaltılan

göl ve denizlerde asla yüzmeyin.

Yüzerken, can yeleği haricinde herhangi

bir yardımcı araç kullanmayın.

Asla yalnız yüzmeyin. Bir sorun olduğunda yardım edebilecek kadar yakında olan en az bir kişi ile birlikte yüzün.

Yeteneklerin üzerinde yüzme davranışları sergilemeyin.

Şiddetli bir yağıştan sonra denize girmeyin.

'Biz futbol oynamıyoruz!''

CATEGORY: | 5 Ağustos 2010 Perşembe
3
Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Alex, takımının Avrupa Şampiyonlar Ligi'nden elenmesini, kişisel internet sitesinde değerlendirirken, ''Üzüntü büyük ama bundan ders almayı bilmeliyiz'' dedi.

Alex, kişisel internet sitesindeki yazısında, geçmişte formasını giydiği diğer kulüplerde de sahasında oynayıp kaybettiği önemli kupa maçları olduğunu belirterek, ''Young Boys'a karşı alınan bu yenilgi beni çok daha üzdü. Burada (Türkiye'de) kazanma hırsımızın olmadığı, koşmadığımız için kaybettiğimiz söyleniyor, ama ben bu görüşe yüzde 100 karşıyım. Kaybettik, çünkü rakip bizim takımdan daha iyi futbol oynadı'' ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe'nin hareketli, istekli ve çok koşan bir futbol sergilediğini, ''organize olmak'' ve ''kişisel beceri''nin eksik olduğunu ifade eden Alex, ''Biz futbol oynamıyoruz, sadece rakibin peşinden koşuyoruz. Gerçekten topu ayağınızda tutmadığınız an, galibiyet daha da uzaklaşıyor'' değerlendirmesini yaptı.

Brezilyalı futbolcu, ''180 dakika boyunca bizden çok daha üstün olan bir takıma layıkıyla kaybettik'' dedi. Young Boys maçlarından sonra düzeltilmesi gereken çok şey olduğunun görüldüğünü kaydeden Alex, artık UEFA Avrupa Ligi veya Süper Lig'e konsantre olup, buradaki maçları kazanmak için çalışmak gerektiğini belirtti.

Tecrübeli futbolcu, maçlarda daha iyi sonuçlar almak için fizik ve tekniklerini artırmaları gerektiğini, bundan dolayı her geçen gün daha fazla çalışmak zorunda olduklarını vurguladı.

Jüpiter’in kuşağı nereye gitti?

CATEGORY: | 25 Temmuz 2010 Pazar
0
Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni Jüpiter’in “alamet-i farikası” olan renkli kuşaklarından en büyüğünü kaybetti.
Jüpiter’in atmosferinin üst katmanlarında oluşan ve gezegeni çepeçevre saran bu kuşakların en belirginleri, “Güney ve Kuzey Ekvatoryel Kuşaklar”. Dünya’nın iki katı genişlikte ve 20 kat uzunlukta olduklarından amatör teleskoplarla, hatta güçlü dürbünlerle bile izlenebilen bu kuşaklardan güneydeki şimdi tümüyle kaybolmuş durumda.


Jüpiter ve öteki gaz devlerindeki kuşakların, gezegenlerin kendi çevrelerindeki hızlı dönüşünün yol açtığı muazzam atmosfer hareketlerinden kaynaklandığı düşünülüyordu. Yeni bir çalışmadaysa, bu “kuşaklanmada” gaz devi gezegenlerin küçük uydularının (Jüpiter’de irili ufaklı 60 kadar var) yol açtığı gelgit hareketlerinin payı olduğu da gösterildi.

NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’ndan gezegenbilimci Glenn Orton, “Bu, büyük bir olay; durumu yakından izliyoruz, ama ne olup bittiğini tam olarak anlayabilmiş değiliz” diyor.




Araştırmacıya göre kuşak ortadan kalkmamış, ancak atmosferin daha üstünde oluşan bir bulut katmanınca gizleniyor olabilir. Dünyamız atmosferinin üst katmanlarında oluşan cirrus (sirus) bulutlarına benzeyen, ancak, gezegenimizdekinin aksine su buzu kristallerinden değil amonyak (NH3) kristallerinden oluşan bulut, atındaki kahverengi kuşağı perdeliyor olabilir.


Peki, böylesine büyük bir amonyak sirüsü nasıl ortaya çıkar? Jüpiter’in rüzgar sistemlerinde küresel ölçekte meydana gelen değişikliklerin, amonyakça zengin maddeleri Güney Ekvatoryal Kuşak üstündeki berrak, soğuk bölgeye taşımış olabileceği düşünülüyor.


Gezegenbilimciler, gözlenen olayın Güney Ekvatoryel Kuşağın ilk kayboluşu olamadığını belirtiyorlar. 1973-75, 1989-90, 19913 ve 2007 yıllarında da kayboluşlar gözlenmiş.


Kuşağın yeniden ortaya çıkmasınınsa bazı dramatik olaylarla birlikte gerçekleşmesi bekleniyor. Kuşağın geçmiş “dirilişlerinin” izlediği süreç, bir noktada ortaya çıkan şiddetli fırtına ve girdapların hızla gezegenin çevresine yayılması biçiminde ortaya çıkmış.

Parmaklarımız neden çıtlar?

CATEGORY: , | 24 Temmuz 2010 Cumartesi
0

Bazı insanlar her iki elinin parmaklarını birbirine geçirerek ve onları gererek ses çıkartırlar, yani çıtlatırlar. Çoğumuz buradan gelen sesin kemiklerden geldiğini sanırız, hatta rahatsız oluruz ama nedense bunu yapanlar hallerinden memnun görünürler.

En çok ve kolaylıkla çıtlattığımız yerler vücudumuzda en çok bulunan sürtünmeli eklem yerleridir. Bu tip eklem yerlerinde, örneğin parmaklarımızda, iki kemiğin birleştiği yerde bir bağlantı kapsülü vardır. Bu kapsülün içinde kemiklerin hareketleri sırasında buraları yağlayan bir sıvı vardır. Bu sıvının içinde erimiş halde oksijen, nitrojen ve karbondioksit gazları bulunur.

Vücudumuzda en kolay çıtlatabileceğimiz eklem yerlerimiz parmaklarımızdır. Parmaklarımız gerilince ve eklem yerlerimiz düzleşince bu kapsül de gerilir. İçindeki sıvının basıncı azalır ve gaz kabarcıkları patlamaya başlar. İşte kulağımıza gelenler bu seslerdir. Patlayan kabarcıklar neticesinde gazlar bu sıvıyı terk eder, sıvı daha da genleşir ve eklem yerinin hareket kabiliyetini arttırır.

Şüphesiz ki eklem yerinin gerilmesi, bu kapsülün boyu ile sınırlıdır. Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekerseniz, eklem içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 artırır.

Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsınız. Bir süre beklemeniz gerekir, çünkü gaz kabarcıklarının sıvı içersinde tekrar oluşması biraz zaman alır.

Tüm bu açıklamalar, deneylerle ispatlanmasına rağmen, yine de bu kadar küçük gaz miktarının bu kadar büyük bir ses çıkartabilmesinin nedeni hala anlaşılmış değildir. Bu sorunun tatmin edici bir cevabı da henüz yoktur. Ayrıca detaylı çalışmalar göstermiştir ki, çıtırdama sırasında iki ayrı ses duyulmaktadır. Birincisinin gaz kabarcıklarının patlaması olduğu biliniyor. İkinci sesin ise kapsülün uzama sınırına vardığında çıktığı sanılıyor.

Evet geldik en çok merak edilen soruya! Parmaklarımızı çıtlatmak vücudumuz için zararlı mıdır? Bu konuda elde çok az bilimsel çalışma sonucu vardır. Bir görüşe göre parmak çıtlatmanın eklem yerlerimizdeki sıvıya bir tesiri yoktur. Diğer bir görüşe göre ise sürekli olarak bunu yapanlarda ve bunu alışkanlık haline getirenlerde, eklemler etrafındaki yumuşak doku zarar görmekte, parmaklar şişmekte, dolayısı ile elin kavrama gücü azalmaktadır.