Followers
Blog Archive
-
▼
2009
(149)
-
▼
Mayıs
(32)
- Site inceleme
- Sinir küpü (Oyun)
- Hido'lu Orlando finalde: 103-90
- Hido'lu Orlando final için
- İşe almada IQ kriteri
- Bu DVD, insan beyni ile aynı kapasitede
- Site inceleme
- Necip Fazıl KISAKÜREK
- Muay Thai-Thai Box +16
- İtalya'dan seçmeler
- Beyin yeteneklerimizi kaybediyoruz...
- Kan bağışı
- Monteresso _-_ Milano _-_ Venedik
- Omegle sohbet ortamı
- TinEye: Benzer Resimleri Bul
- Gmail'in yenilikleri bitmek tükenmek bilmiyor
- Google'a, integral çözebilen yeni bir rakip geldi
- İtalya’da demiryolu (tren) ulaşımıyla ilgili genel...
- Son sözler
- Benzer resimlere dair aramalar için geliştirilmiş ...
- Online Resim Düzenleyiciler
- istatistik
- mizah
- Türk insanı çabuk karar verebilen, iş kurabilen, d...
- Boş konu !
- Domuz gribi nedir?
- Madenci..
- İş makinaları sektörü daraldı!
- Docx-conventer
- Piramitlerin Gizemi
- ...alıntılar
- Liverpool 4-4 Arshavin
-
▼
Mayıs
(32)
Twitter Updates
Milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu 10 sayı, 7 ribaunt, 5 asistlik performansla oynadı. Hidayet'in takım arkadaşı Dwight Howard ise 40 sayı, 14 ribaunt ve 4 asistlik performansıyla ''double-double'' yaptı ve takımının galibiyetine büyük katkı sağlarken, konuk Cleveland Cavaliers'de yıldız basketbolcu Lebron James 25 sayı, 7 ribaunt, 7 asistle takımının mağlubiyetini önleyemedi..
HİDAYET TÜRKOĞLU NBA FİNALLERİNDEKİ 2. TÜRK
Hidayet, 2003-2004 sezonunda Detroit Pistons'da forma giyen Mehmet Okur'un ardından aynı başarıyı gösteren ikinci Türk olarak tarihe geçti.
Hidayet Türkoğlu'nun takımı Orlando Magic, 3-2 önde olduğu Doğu Konferansı final serisi 6. maçında bu gece(sabaha karşı) Cleveland ile evinde karşılaşacak. Magic, 03.30'dan itibaren NTV'den canlı yayınlanacak maçı kazandığı takdirde NBA finaline yükselecek.
İçinde nano, IQ, organik, servis, turizm gibi kelimelerin geçtiği meslekler geleceğin meslekleri olacak.
İşe alımlarda ve işgücü piyasasında da büyük değişimlerin olacağını belirten Brightwell Holdings BV Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Manas, "İleride IQ'ye göre işe alımlar başlayacak. Girişimcilerin ulaşabileceği IQ'nün sınırı 150 civandır. 150'nün üzerindekiler ise Ar-Ge mühendisidir. Bu insanlar söz dinlemezler. Karşı gelme bozukluğu çok yüksektir. Gelecekte akıllı insanları yönetmek öne çıkacak. Bu insanlar IQ'lerine göre sınıflandırılacaklar" dedi. Servis sektörünün kişiselleşeceğini ve kişisel markalaşmanın ön plana çıkacağını belirten Manas, servis sektörünün büyük ölçüde gelişeceğini belirtti. Organik gıda konusu önem kazanacağını da belirten Manas, gıda mühendisliği, organik tarlalarının yönetimi, Nano teknoloji ile yakından ilgili mesleklerin ön plana çıkacağını söyledi. Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı Cem Tank Yüksel de "Oynadığımız oyunun adı değişim. Değişimi şekillendirmek zorundasınız. Çünkü adapte olmaya çalışırsanız sizi ezip geçer. Bunun için de kendinizi gelişime odaklamalısınız" dedi.
Bilimadamları nano teknoloji sayesinde 2 bin film depolayabilen 10 bin GB (10 terabayt)'lık kapasiteye sahip ultra DVD geliştirdi. Bilimsel olarak yapılan bir araştırmaya göre 10 terabaytlık bu kapasite insan beyninin depolama kapasitesine eşit.
Avustralya'nın Melbourne kentindeki Swinburne Üniversitesi tarafından geliştirilen bu DVD'nin büyüklüğü ve kalınlığı şimdikilerden farksız. Bilimadamları, geliştirdikleri DVD'lerle üç boyutlu televizyonlarda ultra yüksek çözünürlükte görüntünün izlenebileceği müjdesini de verdi. Ultra DVD'lerin gelecek 5 yıl içerisinde piyasada olması bekleniyor.
Yeryüzünde yalnız benim serseri,
Yeryüzünde yalnız ben derbederim.
Herkesin dünyada varsa bir yeri,
Ben de bütün dünya benimdir derim.
Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı,
Aradım bir ömür, arkadaşımı.
Ölsem dikecek yok mezar taşımı;
Halime ben bile hayret ederim.
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar;
Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr,
Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr,
Gölgemin peşinden yürür giderim...
Tayland menşeili oldukçu sert bir dövüş sporu. Diz ve dirsek kullanımı yaygındır ve maçlarda puan değil nakavtlar esas alınınır. Ne derece doğru bir istatistik olduğu şüpheli olsa da her yıl ortalama 10-15 muay tai dövüşçüsünün müsabakalar neticesinde hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Kick box'a temel teşkil eder ama daha serttir. Sporcuların sakatlanma oranı (özellikle kaval kemiklerini kırma oranları ) oldukça yüksektir. Türkiye'de resmi federasyonu 2003 yılında kurulmuştur. Kick box şampiyonlarının arasında muay thai stilinden yetişmiş çok ünlü isimler mevcuttur. Bunların içinde K1 şampiyonu Fransız siyahi sporcu Remy Bonjasky özellikle tavsiye edilir. Muay thai'nin en tehlikeli ve etkili tekniklerinden zıplayarak (uçarak) diz vurma tekniği ile pek çok rakibinin şeklini değiştirmiş harika bir dövüşçüdür. Youtube da gerek bu stil gerekse de Remy'nin müsabakalarından pek çok örnek bulunabilir. ditty
İnternet başında harcanan onca saat beyin işleyişini yeniden mi yapılandırıyor?
Zamanının çoğunu internet başında harcayan çocuklar, duyguları anlamada ve ifade etmede öteki çocuklara göre daha mı iyidirler?
Bu sorular endişeli ailelerden gelen kaygılarmış gibi gözüküyor. Fakat bütün sorular kaygılı ailelere değil bilim adamlarına ait. Bilim insanları artık çok küçük yaşlardaki çocukların hayatına girerek hayatımızın her alanında etkisini gösteren teknolojinin beynimizin yapısında ve işleyişinde ne gibi değişikliklere neden olduğunu araştırıyorlar.
Şiddet içerikli oyunlar halkın büyük tepkisini çekerken, bazı güncel kaygılar da bunun ötesine geçiyor. Bazı bilim insanları internete bağlı günümüz dünyasının okuduğumuz, öğrendiğimiz ve birbirimizle iletişim kurduğumuz bütün yolları, yöntemleri değiştiriyor olabileceğini düşünüyor.
TEKNOLOJİ SOSYAL BECERİLERİMİZİ ÖLDÜRÜYOR
Sağlam yanıtlar henüz verilebilmiş değil fakat psikiyatr Dr. Gary Small, internet ya da akıllı cep telefonları gibi dijital teknolojilerin, beyinin işleyişinin değiştirip değiştirmeyeceği yönündeki sorulara yanıt arıyor.
Small şunları söylüyor: "Beynimiz teknolojiyle alakalı konularda daha fazla zaman harcadığında diğer insanlarla olan ilişkiler için daha az bir zaman kalıyor ve bu da bizi temel sosyal becerilerden uzağa sürüklüyor. Örneğin; konuşma esnasında karşınızdakinin mimiklerini okumak gibi beceriler zamanla yitiriliyor. Yüz yüze yapılan iletişimde beyin birtakım sorunlar yaşayabiliyor. Bu da kişide sosyal bir beceriksizliğe, mesajların düzgün algılanmasında yetersizliğe, kişinin kendini gerçek ortamdan soyutlamasına ve geleneksel öğrenmeye karşı ilgisizliğe neden olabiliyor."
Small etkinin 10'lu ya da 20'li yaşlardaki gençlerde en şiddetli biçimde hissedildiğini söyleyerek, çözümün gençlerin kendilerini sosyal konularda geliştirmeleri için ve daha yaşlı insanlarınsa teknolojik yönlerini geliştirmeleri için yardım almaları gerektiğinden geçtiğini savunuyor.
Hiç acil kana ihtiyacınız oldu mu?
Siz ya da bir yakınınız.. Veya bir başkası... örneğin dünyaya gözlerini yeni açmış, henüz hiç birşeyden habersiz bir bebek... Daha okula bile başlamamış, minik bir yavrucak.. Nişanı yeni yapılmış ve düğün hazırlıkları içinde olan genç bir kız... Askerden yeni dönmüş, ailesine kavuşacak bir adam düşünün. Bir kaza oldu, ya da bir hastalığa yakalandı.
Hasta yatağında bir damla kana acil ihtiyacı olan ve kısa bir sure içerisinde bulunamaz ise tüm umutları, yarınları bitecek olan birini, hayata, dostlarına hoşçakalın diyebilecek bir fırsatı bile olmayan birini düşünebiliyor musunuz?
Kan Bankası, tam 3 yıl önce açıldığından bu yana binlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Sorumluluk sahibi, insana ve insanlığa karşı duyarlı olan yüzlerce kişi kan vermek isteyen gönüllüler arasında yer aldı. Kan verdi. Gün geldi kana ihtiyacı oldu "Acil Kan Duyurusu"nda bulundu. Bir yaşama umut oldu!
Sizi duyarlı olmaya davet ediyoruz! Toplumumuzda bir damla acil kana ihtiyacı olan, yarına umutla bakmak ve gülmek belki de tekrar eskisi gibi mutlu olmak isteyen bir çok insan var.
Acil kan ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için lütfen bu mesajı önemseyin! Kan vermeye sıhhi bir engeliniz yoksa kan verin. Acil kan duyurularında bulunan kimselere yardımcı olun, Yarınlara umut olun. Can verin. Hayat verin! Bir yaşamın umudu olun!.
Kan Vermenin Faydaları
* Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımı canlı tutulur.
* Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur.
* Kandaki yüksek yağ oranı düşer.
* Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.
* Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.
* Kan bağışçısı her kan verdiğinde:
AIDS , Hepatit B , Hepatit C , Sifiliz
Kan grubu taramasından ücretsiz olarak yararlanmış olur.
* Trafik kazasında yaralanan bir kimsenin, kan uyuşmazlığı olan bir bebeğin, kan bulunmazsa ölecek bir hastanın sizin verdiğiniz kanla kurtulmasının, size verdiği manevi duygu ölçüsüzdür. Bağışınız çok insancıl ve onurlu bir davranıştır.
Sürekli ve düzenli kan bağışlayanlara:
10 bağışta Bronz Madalya
25 bağışta Gümüş Madalya
35 bağışta Altın Madalya
40 bağışta Plaket verilerek taltif edilir.
* Kan bağışında bulunanlara KAN SİGORTA KARTI tahsis edilir. Bu kart gerçekleşmesini arzu etmediğimiz acil kan ihtiyaçlarında size ve soyadınızı taşıyan tüm yakınlarınıza tüm Kızılay Kan Merkezlerinden azami öncelikli kan alma ve sosyal güvencesi olmayanlar için ücretsiz kan temin edilmede kullanılır.
Elinizde bir resim var ve bunun benzerini bulmak istiyorsunuz. Google ile arama yapabilmeniz için resminiz ile ilgili kelime yazmanız gerekir, sonuçlar ise alakasız olur. Çünkü sizin bulmak istediğiniz resim, kimbilir hangi isimle internette yer alıyordur. Kelime yerine resmin kendisine göre arama yapan, TinEye resim arama motoru ile benzer resimleri kolaylıkla bulabilirsiniz.
TinEye ile benzer resimleri bulmak için, resmi bilgisayarınızdan yükleyebileceğiniz gibi internet adresini arama satırına kopyalayarak resimlerinizin benzerlerini bulabilirsiniz. TinEye resmin benzerlerini ve orjinal resmin değiştirilmiş (Photoshop vb. programlar ile) şekillerini linkleri ile beraber sıralıyor. Size kalan ise linke tıklamak.
TinEye, Firefox ve İnternet Explorer eklentilerini kullanarak herhangi bir resmin benzerine farenizin sağ tuşu ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz. TinEye Eklentileri
Resimlerin benzerini, aynısını, tıpkısını bulmak isteyenlere…
TinEye - Resim arama motoru (TinEye is a reverse image search engine.)
Google'ın41 dilde tercüme imkanı sağlayan bu hizmetini Gmail'de otomatik olarak kullanmak için Labs simgesini tıklayarak, burada yer alan deneysel Google hizmetlerini açmanız gerekiyor. Açılan sayfada "İleti çevirisi"ni etkileştirdiğiniz zaman artık e-postaları daha kolay tercüme edebileceksiniz. Daha sonra kullanmak için tek yapmanız gereken size gelmiş yabancı dildeki bir e-postayı açarak, "İletiyi şu dile çevir: Türkçe" bağlantısına tıklamak. Eğer Türkçe'den farklı bir dil kullanmak istiyorsanız, hemn yanındaki "Dili değiştir" bağlantısını tıklayarak, dilediğiniz dili seçebilirsiniz.
Google yetkilileri henüz tercüme hizmetinin hedefledikleri kadar başarılı olmadığını kabul ediyorlar ama bu hizmet sayesinde alıcılar en azından bahsettiğiniz konular hakkında yüzeysel de olsa bir fikir sahibi olacaklar. "Hiç yoktan iyidir" diyenler, Gmail hesaplarında bu özelliği hemen kullanmaya başlayabilirler.
Laps ayarlar kısmında, test aşaması densede, etkinleştirip rahatlıkla kullanabileceğiniz daha bir çok özellik bulabilirsiniz..
İnternette 'arama' denince ilk akla gelen marka olan Google'a şimdi integral bile çözebilen dişli bir rakip çıktı.
İnternetin tüm popüler arama motorlarını unutturan Google'a şimdi güçlü bir rakip daha çıktı.
WolframAlpha adlı bu site şimdiden test yayınına başladı ve klasik bir arama motoru mantığında çalışmıyor.
İngiliz bilgisayar mühendisi mucidinin ismini alan site, sadece arananı bulmayı değil, sorulara cevap vermeyi de planlıyor.
Kurucuları, "Biz Google'a rakip olmak için çıkmadık ama Google'ın yapamadığı şeyleri yapabildiğimizi görüyoruz. İster istemez bu yaşanacak diye düşünüyoruz" diyor.
wolframalpha.com'a diğer arama motorları gibi kelime ya da cümlelerle arama yapmanın yanı sıra, çözmekte zorlandığının her türlü matematik formülünü sorabiliyorsunuz.
Örneğin arama çubuğuna x^2 sin(x) yazıp enter'a bastığınızda karşınıza örnekleri ile çözülmüş hatta grafikleri çizilmiş bir sonuç ekranı geliveriyor.
wolframalpha'ya tüm bunların yanında her türlü yüzdelik oran hesaplamalarını da sorabilirsiniz.
İtalya’da demiryolu (tren) ulaşımıyla ilgili genel bilgiler
CATEGORY: gözlem , ICT , italya , yaşam | 16 Mayıs 2009 Cumartesi
İtalya’da ulaşım çoğunlukla trenle sağlanır. Bu yazıyı da trende yazıyorum. Türkiye’de hiç trenle seyahat etmediğim için trenlerin durumu hakkında bilgi sahibi değilim fakat İtalya’da trenler gerçekten konforlu ve en önemlisi ucuz. Örneğin şu an Salerno’dan Taranto’ya giden trendeyim ve yolculuk 4 saat 10 dakika sürecek, biletimde yazdığına göre 262 kilometre ve ben 12.90 euro yani yaklaşık 20 lira ödedim.
Regionale trenler en ucuzları oluyor ve zaten tüm İtalya’ya bu trenler gidiyor. EuroStar denilen hızlı trenlerde var fakat onların fiyatları Regionale trenlerin yaklaşık 2 katı oluyor. Gideceğiniz yere 1 saat önce gitmek isterseniz bu pahalı trenleri de kullanabilirsiniz fakat ben Regionale trenleri kullanmanızı tavsiye ederim (eğer çok zengin değilseniz).
Tren saatlerine tren istasyonlarındaki ” Partenze (Departures) ” yani ayrılış tablolarından bakabilirsiniz. Ayrıca http://www.trenitalia.com/ adresinden de tren saatlerini ve fiyatlarını öğrenebilir hatta bilet bile alabilirsiniz (internetten hiç bilet almadım).
Regionale trenler tıpkı Charter uçaklar gibi, koltuk numaranız yok, boş bulduğunuz herhangi bir yere oturabilirsiniz.
İstasyonda ” Veloce Biglietto ” yani hızlı bilet otomatları var, bu otomatları kullanarak da bilet alabilirsiniz, henüz İtalyanca bilmeyenler için İngilizce, Almanca gibi dil seçenekleri de var. Ne yazık ki Türkçe yok.“Otomatları kullanamam, bana öyle bir cümle söyle ki bilet satılan gişelerden biletimi alabileyim.” derseniz de gişe de sıra size geldiğinde:
- Un biglietto per
[okunuşu: un bilyetto per ...] dersiniz ve görevli gitmek istediğiniz yer için biletinizi hazırlar, görevlinin önündeki kasadan da ücretin ne kadar olduğuna bakıp ödemeyi yapıp bileti alabilirsiniz.
Biletimizi aldıktan sonra yapmamız gereken trenimizin hangi perondan kalkacağını öğrenmek. Büyük ekranlarda aynı havaalanlarındaki gibi gelen ve giden trenleri görebilirsiniz. Bakmamız gereken Partenze kısmı olacak. Partenze kısmından gitmek istediğiniz yerin yazdığı treni bulup yanındaki binario yani peron numarasına bakıp o perona doğru yönelebilirsiniz.
Fakat unutmamanız gereken bir şey var: Trene binmeden önce biletinizi mutlaka istasyonun her tarafında bulunan sarı geçerli yapma makinalarından geçirmelisiniz. Böylece trene bindiğimizde ve kontrol olduğunda, kontrol eden görevli bu biletin geçerli olduğunu görecektir. Eğer bu işlemi yapmazsak görevli ceza yazabilir ki en son cezalar aynı anda ödenirse 50 euro civarıydı.
Hangi perondan kalkacağını bulamayanlar için de görevlilere ya da etraftaki insanlardan birine şunu söylerseniz, size treninizin hangi perondan kalkacağını söyleyebilirler. İtalyanca sayı sayabildiğinizi varsayarak ne sormanız gerektiğini söylüyorum:
- Da quale binario parta il treno per
[okunuşu: da kuale binaryo parta il treno per ...] Cevap olarak ” uno (1), due (2), tre (3), quattro (4), cinque (5), sei (6), sette (7), otto (8), nove (9), dieci (10) ” alabilirsiniz. Ayrıca eğer yukardaki bilgilerle hâla öğrenemediyseniz, Information gişesinden de treninizin hangi perondan kalkacağını öğrenebilirsiniz, İngilizce konuşabiliyorlar.
Peronda beklerken treninizin ne kadar zaman sonra geleceği tabelalarda yazar, 5 - 10 dakika rötarlı gelebilir, örneğin şu an içinde bulunduğum tren 15 dakika rötarlı geldi. Trene bindiğinizde eğer Regionale ise istediğiniz/boş bulduğunuz koltuğa oturabilirsiniz. Çantalarınızı koymanız için üst tarafta raflar var. Çantalarınızı, bavullarınızı koltuğun üstüne koymanız pek hoş karşılanmıyor.
En kısa zamanda fotoğrafları da ekleyeceğim, böylece İtalya’da sıkıntı yaşamadan gitmek istediğiniz yere trenle sıkıntı yaşamadan gidebileceksiniz. (* Fotoğraflar eklendi!)Her türlü sorunuzu iletişim formuyla ya da yazıya yorum yaparak sorabilirsiniz, ne de olsa “öğrencinin halinden öğrenci anlar!”
Önemle belirtilmesi gereken bir noktayı da es geçmeyelim: Yabancı diliniz olmayabilir bu nedenle yapılan uyarılar sizin için bir anlam ifade etmez.. Demiryoluna ~1m mesafede ihlal edilmemesi anlamına gelen, peronların kendine ait istasyon boyunca uzanan sarı çizgileri vardır. İstasyonlarda her trenin durmayıp, hız kesmeden gittiğini göz önüne alırsanız bu kuralı önemle hatrınızda tutup, herhangi bir dalgınlığa mahal vermemeniz gerekir. En az 2m uzaklıkta durmanızı tavsiye ederim! Yoksa beklemeden, transit geçen trenin rüzgarı bile yeter, kazaya sebebiyet vermesi için...
* Asıl ölüm, ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler bilgi sâhipleridir. - Şeyh Edebali
* Vur, korkak herif, sonuçta sadece bir adam öldüreceksin. - Ernesto Che Guevara
* Vücudumda yaralanmamış yer yok. Gel gör ki, savaş meydanlarında yenilgi yüzü görmeyen Halid, yatağında ölüyor. Ayağa kalkar ve kılıcı üzerine doğrulur şöyle der: Erkekler kılıçları üzerinde ölürler. - Halid bin Velid
* Demek böyle ölünürmüş...-Necip Fazıl Kısakürek
* Lanet olsun! Bir kurşun! - Antonio José de Sucre (Bu güne kadar hiç küfretmeyen bir centilmen olduğu söylenir.)
* Beni göğsümden vurun. - Benito Mussolini
* Lala, Lala! Bunca zamandan beri sen bizi kiminle biliyordun? Cenâb-ı Hakk’a teveccühümüzde bir kusur mu gördün?-Yavuz Sultan Selim Hân("Artık Allah'la olma zamanıdır." diyen yakın görevliye hitaben...)
* Siyah bir ışık görüyorum. - Victor Hugo
* Rabbimiz, beni kendi hazretine dâvet ediyor. Artık gitmek zamânıdır. Yâ Azrâil! Çabuk ol! Beni Rabbime çabuk kavuştur!-Hazret-i Mevlana
* Komedi Bitti. - Ludwig van Beethoven
* ("Tanrı ruhunu affetsin" diyen papaza karşılık olarak) Neden olmasın? Ne de olsa kendi malı. - Charlie Chaplin
* Kimse bana inanmayacağı için, gördüklerimin yarısını bile anlatmadım. - Marco Polo
* Biraz dinleneyim. - Namık Kemal
* İşte bu fena. - Peyami Safa
* Bu müthiş harp beni bitirdi. - Franz Joseph Haydn
* Çok zamandır şampanya içmemiştim. - Anton Çehov
* Hadi oradan. Son sözler yeterince doğru söz söylememiş aptallar içindir. - Karl Marx
* Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm! - Deniz Gezmiş (Devrimci, 1972)
* Bir merdiven çabuk bir merdiven getirin. - Nikolay Gogol
* Allah memleketi korusun, millete zeval vermesin, haydi Allah'a ısmarladık. - Fatin Rüştü Zorlu
* Mezarıma ne resim ne heykel ne de fotoğraf, hiçbir şey koymayınız. - Eugene Delacroix
* Ah iyi olsam, terliklerimi giysem, şu odada dolaşsam, şu köşeye geçsem, resimlerimi yapsam. - Cemal Nadir
* Haşa ben ölümden korkmuyorum. Çünkü ben Müslümanım. Her Müslümana yakışan da ölümü tebessümle karşılamaktır. Hakikaten ölüm ebediyet âlemine açılan ilk perdedir. - Muhammed İkbal
* Her şey bitti, artık çok geç. - George Gordon Byron
* Popomu öp. - John Wayne Gacy
* Biraz daha ışık. - Johann Wolfgang von Goethe
* Ya duvar kâğıdı gidiyor ya da ben. - Oscar Wilde
* Ölmek kaderde var; yaşayıp köhnemek hazin,
Buna bir çare yokmu ya Rabbil alemin? - Yahya Kemal Beyatlı
* Ben görevimi burada bitiriyorum. - Albert Einstein
* Ölümün tadı, dilimin ucunda. Bu dünyadan olmayan bir şey hissediyorum. - Wolfgang Amadeus Mozart
* Ağlayacak bir şey yok. - Konrad Adenauer
* Suçsuzum. - Zülfikar Ali Butto
* İskoç viskisinden martiniye geçmemeliydim. - Humphrey Bogart
* Yüce tanrım ve ölümümün şahitleri: Filozof olarak yaşadım hristiyan olarak ölüyorum. - Casanova
* İçeri girmeliyim, sis yükseliyor. - Emily Dickinson
* Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişmediği için Tanrıyı ve insanlığı gücendirdim. - Leonardo da Vinci
* Herşey canımı sıkıyor. - Winston Churchill
* Bu menenjit değil mi? - Louisa May Alcott
* Hepiniz hoşçakalın. - Hart Crane (ABD’li şair, 1912, intihar etmek için gemi güvertesinden atlarken)
* Sıkıldım, sıkıldım. - Gabriele D’Annunzio (İtalyan yazar, 1938)
* Ölmek dışında hiçbir şey istemiyorum. - Jane Austen (İngiliz yazar)
* Çek ellerini omuzumdan, debelenme! - Sir William S. Gilbert (İngiliz libretto yazarı, 1911, Havuza düşen bir kızı kurtarmaya çalışırken kalp krizi geçirir)
* Yakın ışıkları. Eve karanlıkta gitmek istemiyorum. - O' Henry (ABD'li öykücü, 1910)
* Çok güzel, yarın onu yukardakilere anlatırım. - Alfred E. Housman (İngiliz şair, 1936, doktorunun anlattığı fıkrayı dinledikten sonra)
* Kimse anlamıyor mu? - James Joyce (İrlandalı yazar, 1941)
* Sanırım, öleceğim. Yağmuru seviyorum. Yağmurun yüzüme değmesine bayılıyorum. - Katherine Mansfield (Ingiliz yazar, 1923)
* Herkes ölür ama bana bir ayncalık tanınır sanıyordum. Ne olacak şimdi? - William Saroyan (ABD' li yazar, 1981)
* Beni bir antika olarak saklamaya çalışıyorsun ama işim bitti, öleceğim. - George Bernard Shaw (Ingiliz yazar, 1950, hemşireye)
* Allah korusun, Allah kahretsin. - James Thurber (ABD'li ressam ve yazar, 1961)
* Tanrım. Ne oldu? - Diana (Princess of Wales, 31 Ağustus 1997, bir trafik kazasında ağır yaralandıkdan sonra)
* Tamam, Mabel, geliyorum. - Thomas Wolfe (ABD'li yazar, 1938, ölmüş karısına)
* Sen de mi Brütüs? - Julius Caesar (Roma İmparatoru, M.Ö. 44)
* Biraz daha ışık!.. (Mehr Licht!) - Goethe (Alman şair ve Oyun yazarı, 1832)
* At! At! Bir ata krallığımı veririm! - Richard III (İngiliz Kralı, 1485)
* Bir imparator ayakta ölmeli. - Vespasien (Roma İmparatoru, 79)
* Dedi ki; “Bizim bağımsız olmamız için Amerika ve IMF’den kurtulmamız lâzım.” -Adnan Kahveci / Eski Maliye Bakanı… (2 gün sonra trafik kazasında öldü.)[1]
* “Amerika en büyük engeldir bu ülkeye; istediğini başbakan yapar, istediğini cumhurbaşkanı yapar” -Bedri İnce Tahtacı / Saadet Partisi Gaziantep milletvekili. (5 gün sonra Gaziantep’e giderken trafik kazasında öldü..!) [2]
* “Musul ve Kerkük bizimdir alacağız” - Turgut Özal / Cumhurbaşkanı(10 gün sonra öldü..!)[3]
* “Amerika’nın İncirlik’ten kalkan uçakları PKK’ya yardım atıyor” - Eşref Bitlis- Jandarma Komutanı.4 gün sonra-eksi 60 dereceye kadar dayanıklı olan helikopter ile Siirt’e giderken helikopteri düştü ve öldü..! Kaza sebebi olarak helikopter motorlarının buzlanması gösterildi! Oysa o esnada hava soğukluğu -11 idi… )[[4]]
* Ölüyorum tanrım/Bu da oldu işte./Her ölüm erken ölümdür/Biliyorum tanrım./Ama, ayrıca, aldığın şu hayat/Fena değildir.../Üstü kalsın... - Cemal Süreya
* Merak etmeyin, daha ölmedim Oğuz Atay (Arkadaşının evinde, kapıyı çalanlara banyoda söylediği sözler)
* Vatan sağ olsun. Selami Çavuş Dumlupınar denizaltısı, 3 Nisan 1953 [5]
* Allahaısmarladık... Mustafa Kemal Atatürk

Adobe photoshop express için küçültülmüş, kullanımı kolaylaştırılmış bir photosop sürümü denebilir. Bir de buna benzer uygulamalar var, onlara bakalım:
SplashupOnline fotoğraf düzenleme uygulamalarının en profesyonel olanı denebilir.düzenlediğiniz fotoğrafları flickr, facebook gibi sitelerde paylaşmanız mümkün.katmanlarla çalışma ve birden fotoğrafı düzenleyebilme gibi özellikleri ile splash up denenmesi gereken bir uygulama.
Pixer.usÜyelik işlemi yapmadan düzenlemeler yapmanız mümkün. ön izleme yapabiliyor. Ara yüz bir uygulamadan daha çok web sitesini andırıyor gibi gözüksede acil durumlarda pixer.us yardımcı olabilir.
Picnik
Ücretsiz kullanabilen picnik sitesinde temel düzenleme işlemleri için ücret ödemeniz gerekmiyor. sitenin en önemli özelliği auto-fix (otomatik düzenleme). Fotoğraftaki renk, ışık, kontrast ve parlaklık hatalarını düzeltebiliyor. Yıllık üyelik bedelini öderseniz çok daha profesyonel hale geliyor.
FotoflexerEn büyük özelliği tam ekran çalışması ve paylaşım uygulaması olması. düzenlediğiniz fotoğrafları flickr, facebook, myspace, photobucket gibi sitelerde paylaşmanız mümkün.
Rsizr
En temel özelliği fotoğrafları boyutlandırmak.kendine has bir algoritması var bu işi cidden iyi yapıyor.hızlı çalışması da diğer artı özelliği.
Picjuice
Bir diğer alternatif uygulama. Yüklediğiniz resim üzerinde istediğiniz şekilde oynama yapabiliyorsunuz.
Graphita
Graphita yüklediğiniz resimlerinize biraz eğlence katmayı sağlayan bir site.
Sumo Paint

Arayüz ve araçları photoshop'a benzeyen bir başka ücretsiz, kullanışlı program daha..
Bİlgisayarınızın Başındasınız ve Kardeşiniz Geldi ..
Çocuk bilgisayar başındaki abisinin yanına yaklaşır ve pis pis klavyeye bakarak
-Abi buna basabiliymiyim
-Hayır
-Peki buna basabiliymiyim
-Hayır hiç birine basamazsın
-Anneeaaa abeemm benii oynatmoooo.. ühü
.................................
-Abi bu düymeye basabiyiymiyim
-Hayır ama şuna basabilirsin
-Banane ya o düyme güzey deyiy
................................
-Abi bu düyme ne.. (çat!! bilgisayar reset düğmesine basmıştır)
-Aaa bilgisayay kapandı
-Aannneeaa al şunu yaaaa
.................................
-Bende oynamak istiyoyum
-Hayır sen daha oynayamazsın yaşın küçük
-Oynayım işte
-Oynayamazsın
-Oynayım
-Oynayamazsın ...... (sürer gider)
..................................
-Abi hani sen bugün arkadaşına gittiydin ya
-Eee
-İşte ben o zaman bilgisayayı açtım oynadım yaaa
(Bilgisayar panikle açılır ve masaüstündeki herşeyin birbirine karıştığı ve bazılarının yok olduğu görülür)
-ühüü
..................................
-Abi bak naaptım (sırıtarak elindeki çizikler içindeki, abinin en sevdiği oyun cd'sini göstererek)
-Neeaaa naaptın cd'me yaa
-Kiyliydi yıkadım. Güzel olmuş diymi
-ühü
..................................
Küçük kızkardeş yaklaşır
-Abi hadi bana barbikomu (barbie.com) açsana
-Hayır
-Ya lütfen
-Hayır silinmiş o
-Aneeaa yaa abem barbikomu açmoo (anne gelir)
-Oğlum açsana ne istiyosa birazda o oynasın
-Hayır ya işim var başka zaman
Anneniin bacağına sarılarak
-Anne yaa açsın yaa
-Oğlum yeter oynadığın sabahtan akşama kadar. Birazda kardeşin oynasın
(abi olayın uzayacağına ve başının gittikçe ağrıyacağına kanaat getirir ve eli mahkum bi şekilde internet explorer'a yönelir)
...................................
Eve gelinmiştir. Heyecanla bilgisayarın başına yönelinir. Ve görülen manzara karşısında şok olunur. Çünkü klavye ve mouse çikolata içinde kalmıştır.
-ühü
...................................
-Abi mu ne
-İşim var
-Peki mu ne
-Ya işim var gitsene sen
-O zaman mu ne
Kardeş dışarı çıkartılma çalışmalarına zorluk çıkarttığı için bacağından sürüklenerek oda dışına atılır.
Türk insanı çabuk karar verebilen, iş kurabilen, dayanma gücü olan çalışkan bir yapıdadır
CATEGORY: gözlem , ICT , yaşam | 10 Mayıs 2009 Pazar
TEGV Mütevelli Heyeti Üyesi ve İş Adamı İnan Kıraç, dünyada yaşanan küresel kriz ile ilgili bilgi vererek, 1991 yılında Rusya'nın çöküşü ile birlikte dünyanın global sistem içine girdiğini belirtti. Kıraç, "Global sistem, paranın ve sermayenin her tarafta kullanılabilmesi, ticaretin daha serbest hale gelmesidir. Global sistemin getirdiği sosyal yapıya baktığımızda Amerika'da sosyal yapı, şirket bazında olan bir sistemin içindeyken Avrupa ve Türkiye'de sosyal yapının çoğunluğunu devlet üstlenmiştir. Son 17 yılda bir yandan çalışan sınıfa gerektiği ücret verilemezken öte yandan da çalışan sınıfın alım gücü yükseltilmeye çalışılıyordu. Maaşını alamayan bir toplum 17 sene sonra borçlanma ile karşı karşıya kaldı ve Amerika'da aldığı evin taksitini dahi ödeyemedi. Bunun sonucunda küresel kriz ortaya çıktı. Global kriz, global dünyanın anlaşmasıyla çözülebilir; bunun için öncelikle ekonomik bakımdan güçlü ülkeler bir araya gelmeliler. Avrupa Birliği ülkeleri de kendi içinde milliyetçilik izlerini bırakarak, kendi aralarında anlaşmalılar." dedi. Kıraç, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye bütün olumsuzluklara rağmen bunları aşabilecek bir ülke; Türkiye'nin sanayi modelinin küçük kurulmuş olmasının Türkiye'ye birçok avantajı olmuştur. Türkiye'nin 'just in time' yapısına dönüşmesi lazım. Böylece krizden daha çabuk çıkabiliriz." Kıraç, gençlerin bu kriz ortamında hiçbir şekilde ümitsizliğe kapılmamaları gerektiğini vurgulayarak, "Ülkemiz büyük bir ülke; Türk insanı çabuk karar verebilen, iş kurabilen, dayanma gücü olan çalışkan bir yapıdadır. Bu nedenle gençlerin işsiz kaldım diye telaşa kapılmamaları gerekir. Öncelikle gençlerimizin tahsillerini başarılı bir şekilde tamamlayıp mesleklerini iyi öğrenmeleri gerekir. Krizler gelip geçicidir ancak bir nesili kaybetmemek gerekir." diye konuştu.
TEGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Solakoğlu, ise "İnsani Kalkınmanın Temeli: Kaliteli ve Erişilebilir Eğitim" konulu sunumuna Mevlana'nın "Gül düşünürsen gülistan, diken düşünürsen dikenlik olursun." sözüyle başlayarak, Türk tarihinden günümüze eğitim konusuna verilen öneme değinerek, "Türkiye, 1950'li yıllardan başlayarak hızlı bir şekilde araştırma ve matematiğe dayalı sistem yerine ezbere ve itaate dayalı bir eğitim sisteminin etkisi altında kalmıştır. Eğitimin kalkınma ile yakından ilişkisi var; ekonomik büyümenin motoru verimliliktir. Özellikle ilk ve orta öğretimi kaliteli ve yaygın bir şekilde sağlayabilen ülkelerin kalkınma hızı da o ölçüde yükseliyor. Eğitime önem veren ülkeler kolay kalkınıyor. Türkiye, 1960'larda Asya ülkelerinin gayri safi milli hasılasının önünde giderken bugün Türkiye'nin gayri safi milli hasılası, Asya ülkelerinin gerisinde. Türkiye'de eğitim, ekonominin gerisinde kaldığı için ülke olarak kalkınmada da geri kalıyoruz. Malesef her eksiğimizin kökeninde eğitim eksikliği var; siyaset, ekonomi sorunları bir şekilde halledilir, ancak bir nesili kaybettikten sonra geri kazanmak mümkün değil. Gençlerimiz sorgulamanın ayıp sayıldığı bir eğitim sistemi içinde yetişiyor; farklı kaynaklardan yararlanmıyorlar; akl yürütmek yerine otorite figüründen yardım istiyorlar; analitik değil, dogmatik düşünüyorlar." diye konuştu. Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile ilgili de bilgi veren Solakoğlu, "Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türkiye'nin 34 ilinde 84 noktada bulunmakta; 420 binden fazla bağışcımız, 66 milyon dolar nakit kaynağımız ve 10 binlerce gönüllümüz ile bir milyonu aşkın çocuğa eğitim desteği vermekteyiz. Amacımız, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve değerlerine bağlı, akılcı, sağduyulu, özgüven sahibi, insan ilişkilerinde ayrım yapmayan, farklı düşünce ve inançlara saygılı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunacak okul içi ve okul dışı eğitim programları oluşturup uygulamak. Şunu unutmamalıyız ki yarınlardan hepimiz sorumluyuz." dedi.
PARİS - Merkezi Cenevre'de bulunan Dünya Sağlık Örgütü'nune (WHO), gribin, kuş gribinin 2003'te tekrar belirmesinden bu yana en geniş çaplı yaygın hastalık riskini taşıdığını açıklaması, tehdidin boyutunu gösteriyor. Örgüt, domuz gribi virüsünün evrim geçirip çok daha tehlikeli hale gelebileceği uyarısında bulunmaktan da kaçınmadı.
Dünya genelinde sağlık yetkililerini alarma geçiren domuz gribi, bir solunum hastalığı. Virüs insanlara domuzlardan solunum yoluyla bulaşıyor. WHO'ya göre domuz yiyerek virüs kapma olasılığı bulunmuyor. Domuz gribi domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor. İnsandan insana, hapşırık, öksürük ve hatta ele bulaşması halinde tokalaşma yoluyla bulaşabilen domuz gribine karşı doğal bağışıklığımız bulunmuyor. Bilgisayar klavyesi gibi virüslü bir yerle temas ettikten sonra burna ve ağıza dokunulması da hastalığın yayılmasına neden olabiliyor.
Hastalığa A tipi H1N1 adlı virüsün daha önce hiç görülmemiş bir türü yol açıyor. Bu tür, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyor. Domuz gribinin belirtileri bildiğimiz grip vakalarından pek farklı değil: Kuru öksürük, ani ateş, boğaz ağrısı, eklem ağırıları, üşüme, bitkinlik ve baş ağrısı. bunların dışında, aşırı kusmaya ve ishale neden olabiliyor. Yaygın grip tipleri, genelde yaşı ilerlemiş insanları hedef alırken domuz gribinde ölümcül seyreden vakalar ise daha çok 25-45 yaş arasındakilerde görülüyor.
Tedavisine gelince, ABD'li yetkililer kendi rastladıkları vakalarda Tamiflu ve Relenza adlı ilaçların etkili olduğunu duyurdu. Normal grip aşısıysa tedavide etkili olmuyor. Domuz gribine karşı bir ayrı bir aşı geliştirmeninse aylar alabileceğine dikkat çekiliyor.
Yeni grip virüsleri ise insan vücudunun bağışık olmaması ve ilaç geliştirmenin süre alması nedeniyle çok çabuk yayılabiliyor. Domuz gribi, genetik açıdan bakıldığında, ilaçla karşı konulabilen H1N1 virüsünden farklılıklar içeriyor.
Mühendisin Yemini
Bana verilen Mühendislik ünvanına daima layık olmaya; onun bana sağladığı yetki ve yüklediği sorumluluğu bilerek, hangi şartlar altında olursa olsun, onları ancak iyiye kullanmaya; yurduma ve insanlığa yararlı olmaya, kendim ve mesleğimi maddi ve manevi alanlarda yükseltmeye çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.
Madenci Marşı
Selam ver selam ver, sesin gür
Kara elmas siyah nur demek kömür
Kara elmas siyah nur demek kömür
Alnını sür, alnını sür
Açık gül alnının kırışıkları
Sönük lambam yanar hep ışıkları
Sönük lambam yanar çıksan dışarı
Hep ışıkları, hep ışıkları
İçinde önünde, cevherle maden
Elinde toprağı altın yapar fen
Elinde toprağı altın yapar fen
Yap taç dilersen, yap taç dilersen
O taçta arma, şu kazma çekiç
Onun saltanatı kimde vardır hiç
Onun feyyazlığı nerde vardır hiç
Bu nuru iç, bu nuru iç
**Madenci Marşının mana ve mizanseni diğer ülkelerle aynı olup, beynelmilel hüviyettedir. Maden Yük. Mühendisi Cemal Zühtü Aysan'ın teşviki ile şair Maden Yük. Mühendisi Behçet Kemal Çağlar tarafından 1928 yılında hazırlanmıştır.
İMDER Başkanı Rızanur Meral, 'Avrupalı şirketler fabrikalarını kapatabilir, ortaklıklar gündeme gelebilir' dedi
Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, yaşanan global krizde iş makinaları sektöründe faaliyet gösteren bazı Avrupalı şirketlerin, fabrikalarını kapatabileceğini, kriz sonrasında ise fabrikalarını tekrar açmayıp Türkiye'de üretim yapabileceğini bildirdi.

Piramit, kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler)
Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
Kirletilmiş suyu, birkaç gün Piramit’in içine bıirakırsanız; suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
Piramit’in içerisinde süt, birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir.
Bitkiler Piramit’in içinde daha hızlı büyürler.
Piramit’in içine bırakılmış su, 5 hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir.
Çöp bidonu içindeki yemek artıkları, hiç koku vermeden Piramit içinde mumyalaşır.
Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir Piramit’in içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.
Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur; araştırmacıların çoğu, ya içinde kayboldular ya da aynı yerde birkaç tur attılar, fakat içlerini göremediler.
Piramitlerin içi yazın soğuk kışın sıcak olur
Büyük Piramitin açilari,Nil’in delta yöresini iki esit parçaya bölerler.
Gize’deki üç piramit aralarinda bir Pisagor üçgeni olacak sekilde düzenlenmislerdir.Bu üçgenin kenarlarinin birbirlerine göre orani 3:4:5′dir.
Büyük Piramitin tabininin yüzeyi,anitin yarisinin iki katina bölündügünde pi=3,14 sayisi elde edilir.
Büyük Piramitin dört yüzeyinin toplam yüzölçümü,piramit yüksekliginin karesine esittir.
Büyük Piramit,dünyanin kara kitlesinin merkezinde yer aliyor.
Büyük Piramit,dört ana yöne göre düzenlenerek insa edilmistir.
Piramit dev bir günes saatidir.Ekim ortasiyla Mart basi arasinda düsürdügü gölgeler mevsimleri ve yilin uzunlugunu gösterirler.Piramiti çeviren tas levhalarin uzunlugu bir günün gölge uzunluguna esittir.Bu gölgelerin tas levhalar üstinde gözlenmesiyle günün 0,2419 bölümünde yilin uzunlugu yanlissiz olarak saptanabiliyordu.
Büyük Piramit’le dünyanin merkezi arasindaki uzaklik,Kuzey kutbuyla arasindaki uzakliga esittir ve kuzey kutbuyla dünyanin merkezi arasindaki uzakliga esittir.
Piramitin yüksekligiyle,çevresi arasindaki oran,bir dairenin yari çapiyla çevresi arasindaki oranin dengidir.Dört kenarlar dünyanin en büyük ve çarpici üçgenleridir.
Amerikalı yazar Emerson'dan başarı tanımı:"Başarı, çok ve sık gülmek; çocukların sevgisini ve akıllı insanların saygısını kazanmak; içtenlikli eleştirilerin kıymetini anlamak ve kötü arkadaşların yoldan çıkrma girişlerine dayanabilmek; güzeli anlamak; başkalarında en iyiyi bulmak; sağlıklı bir çocukla, güzel bir bahçe ya da saygın bir sosyal durumla biraz daha iyi bir dünya bırakabilmek; hatta bir tek kişi bile olsa, birilerinin siz yaşadığınız için daha rahat nefes aldığını bilmektir."(Manastırda, bir piskopozun mezarı başında yazılı cümleler)"Genç ve hür iken, düşlerim sonsuz iken, dünyayı değiştirmek isterdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım. Ben de düşlerimi kısıtlayarak, sadece memleketimi değiştirmeye karar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son bir gayretle, sadece ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim, ama maalesef bunu da kabul ettiremedim.
Şimdi ölüm döşeğinde yatarken fark ettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de değiştirebilirdim. Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri götürebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim!"